Testisler erkeklerde skrotumda yerleşen yumurta şeklinde bir çift organdır. Görevi başlıca olarak üreme için semen üretmek ve erkeklik hormonu (testosteron) salgılamaktır. Testis kanseri (testiküler kanser) genelde erkeklerin sadece %1’inde görülmesine rağmen 35 yaşın altındaki erkeklerde en sık görülen organ kanserlerinden biridir. Testis kanseri olan bir erkekte aile öyküsü önemlidir. Baba ve kardeş gibi yakın akrabalarda kanser öyküsünün olması daha dikkat edilmesi ve senelik gerekli testlerin yaptırılmasını önemli kılıyor. Çoğu testis kanseri cerrahi ve kemoterapi ile tedavi edilebilir ve genelde iyileşme oranları yüksektir. Testis kanserlerinin çoğu, sperm üretimi yapan ve “germ hücreleri” adı verilen hücrelerden oluşur. Testis kanserlerinde en sık rastlanan bulgu ağrısız kitledir. Çoğu testis kanseri ağrıya neden olmaz, ancak hastaların kısmında ağrı meydana gelebilir. Herhangi bir testis sertliği durumunda en kısa sürede bir uzmana görünmeniz önerilmektedir. Ayrıca testis kanserlerinde memelerde büyüme ve ağrı, sırt ağrısı, boyun ağrısı veya kitle, istemsiz zayıflama ve halsizlik şikayetleri de görülebilir. Testis kanserinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin testis kanseri ile ilişkili olduğu görülmüştür.
Kriptooşidizm (İnmemiş Testis)- Doğuştan testisin skrotuma inmemesi durumudur. İnmemiş testis hastalarında testis kanseri görülme riski 4-8 kat fazladır
Testis Kanseri Öyküsü- Daha önceden testis kanseri saptanmış hastalarda ikinci bir testis kanseri geçirme olasılığı daha yüksektir.
Genetik Faktörler- Kleinefelter Sendromlu, Down sendromu, androjen duyarsızlık sendromu gibi hastalıklarda testis kanseri riski yükselmektedir.
Enfeksiyon- Bazı viral enfeksiyonlar (kabakulak vs) takibinde testiküler atrofiye neden olarak sonrasında testis tümörü oluşma ihtimalini arttırır
Aile Öyküsü- Birinci derece akrabalarında testis kanseri görülen kişilerde hastalığın görülme ihtimali artmaktadır.
Testis kanseri için herhangi bir tarama yöntemi bulunmamaktadır. Ancak kişiler belirli aralıklarla kendilerini muayene edebilirler. Bunu, iki parmak yardımı ile testisleri elleyerek yapabilirler. Asimetri, kitle ve ağrı durumunda uzmana başvurmaları gerekmektedir.
Fizik müayene- Testis tümörünün tanısında ilk yapılması gereken ve en önemli yöntemdir
Skrotal Ultrason- Testis tümörünün tanısında skrotal ultrason kolay ve geniş şekilde uygulanmaktadır. Testis içi kitleleri yüksek duyarlılıkla tespit edebilir
Kan Testleri- Alfa-fetoprotein (AFP), beta insan koryonik gonadotropin (HCG) ve laktat dehidrojenaz (LDH) gibi kanda bulunan belirteçlerin yükselmesi testis kanseri tanısında güçlü bir destekleyici olarak kullanılmaktadır.
Bilgisayarlı Tomografi- Testis kanserinin tespit edildiği durumlarda kanserin çevre ve uzak dokulara yayılıp yayılmadığını kontrol etmek için kullanılan görüntüleme yöntemidir.
Tedavi Yöntemleri: Hastalığın evresine göre cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi tedavileri uygulanır. Erken tanı ve tedavi ile testis kanserinde iyileşme oranı yüksektir
Cerrahi Tedavi- Radikal inguinal orşiektomi kasık üzerinden yapılan kesi ile testisin çıkarılması yöntemidir. Bu, hem patolojik tanı hem de tedavi için önemli aşamadır. Testisi alınan hastalara kozmetik görünümü korumak için protez konabilir. İleri veya yüksek riskli kanserli hastalarda, lenf nodu tutulumu olan hastalarda retroperitoneal lenf nodülü diseksiyonu (abdominal lenf nodlarını çıkarmak için yapılan cerrahi işlem) yapılmaktadır.
Kemoterapi- Testis dışına yayılmış kanserli hücreleri tedavi etmek için ameliyat sonrası dönemde kemoterapi tedavisi uygulanabilir.
Radyasyon Tedavisi- Bazı testis kanserli hastalarda kemoterapi veya cerrahi operasyonların beraberinde kullanılabilecek bir tedavi yöntemidir. Ayrıca, metastazları bulunan veya ameliyat için uygun olmayan bazı hastalarda da kemoterapi ile beraber uygulanabilir.
Testis tümörleri tedaviye rağmen tekrarlayabilir. Hastanın takibi en az 5 yıl süre düzenli olarak yapılmalıdır. Sağlam testiste kanser görülme riski de arttığından hastanın kendini aralıklı olarak muayene etmesi gerekmektedir.Testislerden birinin çıkarılması hastanın üreme fonksiyonunu etkilemez. Ancak kemoterapi sonrası üreme fonksiyonlarında bozulma olabilir. Bu yüzden hastalar tedavi öncesi isteğe bağlı sperm dondurma işlemi yaptırabilir.